Pişmanlığın Tarifi (Tirat)
Bu gece burada bir kişi ölecek ya sen ya
da ben.
Bu gece buradan bir ceset çıkacak belki
soğuk belki de kızgın alevlerle,
O gece olduğu gibi ya kederli ya da
sevinçli ama şaibeli,
Bu gece burada bir kişi olacak yaşayan ve
var olan.
Bu gece burada bir kişi ölecek ya sen ya da ben. Ya
sen silip beni gideceksin ya da ben unutup seni sahnede kalacağım. Yine her
zamanki gibi beni oradan seyredeceksin, oturma sıralarının arasından kimsenin
yüzünü fark etmediğim koltuklardan bana bakacaksın. Ama bana baktığını
göremeyeceğim çünkü bakmak ile görmek arasındaki ince çizgiyi hala göremedim.
Ben hala sahnede kalacağım da sen ne yapacaksın, ben söyleyeyim yine o koltukta
oturacaksın; ilk önce yönetmenlik yaparsın sonra kimse senin bilmiş sözlerini
dinlemeyince seyirci olarak kalacaksın.
Bu gece buradan bir ceset çıkacak belki soğuk belki de
kızgın alevlerle, sen bu terk etme konusunda yeni değilsin anladığım kadarıyla.
Pek sakin, pek soğukkanlı davrandın belli. Ama soğukluğun kanından değil
karakterinden. Ben burada alevlerle boğuşurken bir su dökmedin. Belki bana
hafifçe dokunsan bile o yangın, bir kış güneşi gibi ısıtırdı seni fakat şöyle
bir şey var: geceleri yine soğuk olurdu. İçimdeki yangın beni ısıtmıyor ki,
gönlüm yansa da bedenim hala üşüyor. Gündüzleri güneş var da geceleri kayboluyor;
işte orada üşüyorum.
O gece olduğu gibi ya kederli ya da sevinçli ama
şaibeli bir hal vardı ayın aydınlattığı senin karanlık yüzünde. Sözlerini hep
böyle tutmaz mısın yoksa sözler tutulmamak için miydi senin için? İyi benim,
kötü benim ya çirkin nerede? O da ben miyim yoksa senin yalancı gülümsemen
miydi? Pardon biraz sert konuştuysam affet. Hiç böyle biri değildim ama beni bu
hale getiren sensin. Hani konuşmalarımız artık benzerdi ya, orada kalbini de
kapmışım ama karşılıklı böyle. Neyse sözü fazla uzattım eski pişmanlığım.
Bu gece burada bir kişi olacak yaşayan ve var olan. Ben
yine repliklerimle kavrulup gideceğim. Gerçi halen ateşim var, hastayım, biraz
solgunum, ne bileyim grip işte. Seni hatırlayınca hasta olurum hep bilirsin.
Bilirsin çünkü her gece mehtaba karşı konuştum sen duy diye. Duyamadın mı? Sana
nasıl baktığımı göremedin mi yoksa? Merak etme artık senden bir şey
istemiyorum. Sözün kısası sen benim için öldün lakin sen zaten çok daha önce
ölmüşsün. Hikayen kalmış sadece. Aşkın tarifini yapamam sana ama pişmanlığın
tarifi budur işte.
Bu gece burada bir kişi ölecek ya sen ya da sen.
Yorumlar
Yorum Gönder