Nöbet

Buraya geleli beş ay olmuştu. Bazen günlerce çatışmadan bekliyorduk. Endişe veren artık ölüm korkusu değildi. Beklemek sabrımı zorluyordu. Bazı günler düşman cephesinden gelen bir mermiyi beklerdik. Ateşkesten bu yana Türklerle aramızda bir saygı duvarı oluşmuştu. Saldırı için beklediğimiz günlerde bazen bize seslerini duyurmak için bağırırlardı. Ne dediklerini anlamıyorduk ama bu bizim için keyif verici anlardı. Birkaç kez düşman cephesinden nöbet tuttuğumuz cepheye tütün kutusu gibi ikramlar atarlardı. Gelen hediyelerin hiçbirini el bombası olarak düşünmedik. Aksine bazı Aborjinler seviniyordu. Cephede sigara içmek bizim için lükstü. Dumanı askerlerin içindeki endişeyi az da olsa azaltıyordu. Kendi topraklarımızda sevdiklerimizi bırakıp başka topraklara gelmiştik. Bize zor gelen dayanılmaz şartlar değildi. Kendi vatanımızda barış içinde yaşarken buraya sözde “kutsal amaç” adına savaşmaya gelmiştik. Kral için geldiğimizi acaba Kral biliyor muydu? Başla...